“Centaur”, Kyrgyzistan’ın kırsal kesiminde alçakgönüllü bir var olmakm sürdüren bir adamın etrafında şekillenen bir nüsha. Huzurlu ve rutin var olmakmı, bir akşam yarış atı çalmaya kalktığında birdenbire son bulur ve Centaur tüm dikkatleri üzerinde toplar. Ancak bu olgu, normal bir hırsızlık vakası değil, aslında daha derin ve örtüemli bir nüshanin parçasıdır. sinema, nesilların atları kanatları olarak kullanma mitine ilham alır. At ve nesil arasındaki bu mistik bağ, Centaur’un başına gelenlerin nüshayi ilerletmesi ve derinleştirmesi konugöstermeda önemli bir rol oynar. sinema, bu sürecin Centaur ve ailesinin var olmakmını nasıl değişkenrdiğini gözler önüne sererken, Kyrgyz halkauna ve kültürelüne de ışık tutuyor. Geleneksel var olmakm tarzı ve modern dünyanın çelişkilerinin merkezine yerleştirilen “Centaur”, sürükleyici bir nüsha dile getirme etımı ve etkileyici görsellerle dikkat çeker. Hırsızlık olguının ardından unfold olan trajikomik olgular zinciri, seyirciyi düşündürürken eş vakitlı olarak da güldürmeyi başarıyor. Centaur’un nüshasi, hem eşsiz bir bireysel deneyim göstermeuyor hem de atların ‘nesilların kanatları’ haline geldiği bir mitin modern bir yorumunu yapıyor. Bu sinema, sıradışı nüshasi ve sağlam göstermeumuyla film seyretyicilere hem dramatik, hem de hüzün bir deneyim var olmaktıyor.